İnsan vücudundaki kan akışı , sıvı mühendisliğinin bu ilkeleri için ilginç bir uygulamadır . Dolaşım sistemi arter duvarlarında kasların kısmen düzenlenmiş olduğundan kan vücudun farklı bölgelerinde akar.  Kan basıncı, kalbin çıkışına  ve kılcal sistemdeki kasılma ve direncin derecesine göre belirlenir.

Vücudun Kan Akışını Belirlemede Sıvı Mühendisliği Uygulaması

Bir kan damarının çapı, Denklemdeki (aşağıda) powerp çapın dördüncü kuvveti ile ölçeklendiğinden , basıncın belirlenmesinde önemli bir faktör olarak karşımıza çıkar. Bir kan damarının çapı  2 kat azalırsa ve diğer tüm faktörler aynı kalırsa, aynı hacimsel akış oranını korumak için basıncın 16 kat artması gerekir.

Elbette  , insan vücudundaki kan akışını tanımlamak için Poiseuille denkleminin uygulanmasıyla ilgili bir dizi uyarı ve sınırlama var  . Her şeyden önce kan, kalbin her atışında nabız attığı için düzenli bir şekilde akmaz. Ek olarak, Poiseuille yasasının arkasındaki analiz , borunun sert olduğunu, ancak kan damarlarının esnek ve uyumlu doku olduğunu öngörür. Kan aynı zamanda homojen bir sıvı değildir. Çok küçük ölçeklerde, bir kılcal damarın çapı aslında kan hücrelerinin kendisinden daha küçüktür ve bu hücrelerin en küçük kılcal damarlardan geçebilmesi için bükülmesi ve katlanması gerekir. 

Poiseuille’in denklemi doğrudan uygulanabilir olsa da, kan kabı çapının ve kan damarlarının kısmi tıkanmasının kan basıncını etkilemede önemli faktörler olduğuna dair niteliksel bir gösterge sağlar.